Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un tarihi yarımadadaki en önemli yapılarından biridir. Tarihi Bizans dönemine kadar uzanan bu yapı, şehrin su ihtiyacını karşılamak için inşa edilmiştir. Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'daki en büyük sarnıçlardan biridir ve binlerce yıl boyunca kullanılmıştır.
Tarihi
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un tarihi yarımadadaki en önemli yapılarından biridir. Yapının tam olarak ne zaman inşa edildiği bilinmese de, yapının Bizans dönemine ait olduğu bilinmektedir. Yapı, şehrin su ihtiyacını karşılamak için yapılmıştır.
Yapının inşa edildiği dönemde, İstanbul'un su ihtiyacı büyük ölçüde yer altı sularından karşılanıyordu. Ancak, şehrin hızla büyümesi nedeniyle, yer altı sularının yeterli olmadığı ortaya çıktı. Bu nedenle, İstanbul'un su ihtiyacını karşılamak için su kaynaklarının dışarıdan getirilmesi gerekiyordu.
Yerebatan Sarnıcı'nın inşa edildiği dönemde, İstanbul'da birçok su kemerleri ve su yolları yapılmıştı. Ancak, bu yapılar yeterli değildi ve şehrin su ihtiyacını karşılamakta zorlanıyordu. Bu nedenle, Yerebatan Sarnıcı gibi yeraltı su depoları yapılmaya başlandı.
Yerebatan Sarnıcı'nın inşa edilmesi için, şehrin yakınındaki ormanlardan getirilen çam ağaçları kullanılmıştır. Ağaçların kesilmesiyle elde edilen ahşaplar, yapının taşıyıcı kolonları ve kemerleri için kullanılmıştır. Yapının duvarları ise, yerel taş ocaklarından çıkarılan taşlarla inşa edilmiştir.
Yerebatan Sarnıcı, Bizans döneminde, şehrin su ihtiyacını karşılamak için kullanılmıştır. Ancak, İstanbul'un fethinden sonra, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de kullanılmıştır. Osmanlı döneminde, sarnıcın içine büyük taş bloklar yerleştirilerek, çeşitli yapıların temelleri için kullanılmıştır.
Yapı
Yerebatan Sarnıcı, yaklaşık 138 metre uzunluğunda, 64.6 metre genişliğinde ve 9 metre derinliğinde bir yeraltı su deposudur. Yapının içinde 336 adet sütun bulunur ve her sütunun yüksekliği 9 metre, çapı ise 4 metre civarındadır. Sütunların arasındaki mesafe yaklaşık 4.8 metre dir.
Sarnıcın tavanı, her biri 9 metre yüksekliğindeki 12 kemer tarafından desteklenmektedir. Bu kemerler, sütunlara yerleştirilmiş olan ve tonozların arasındaki boşluğu dolduran tuğla örgüsüdür. Sarnıcın toplam alanı yaklaşık 9.800 metrekare dir.
Yerebatan Sarnıcı'nın içinde suyu tutmak için kullanılan iki adet sıra halinde toplamda 28 adet niş bulunur. Bu nişlerin her biri 4.8 metre yüksekliğinde ve 3 metre genişliğindedir. Nişlerin içinde suyu tutmak için kullanılan kırmızı renkli tuğlaların yanı sıra, sarnıcın dönemine ait olan heykel ve süslemeler de yer almaktadır.
Yerebatan Sarnıcı'nın su kaynağı, Bizans döneminde İstanbul'da bulunan Valens ve Justinianus sarnıçlarından gelen suydu. Suyun sarnıca taşınması, birçok su yolu ve su kemeri kullanılarak sağlanmıştır. Suyun taşınması sırasında, sarnıcın içinde bulunan su filtre edilerek, içilebilir hale getirilirdi.
Günümüzde Yerebatan Sarnıcı
Yerebatan Sarnıcı, günümüzde İstanbul'un en önemli turistik yerlerinden biridir. Sarnıç, 1985 yılında turizme açılmıştır ve her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir.
Sarnıcın turistik açıdan önemli olmasının nedeni, tarihi ve mimari yapısıdır. Yerebatan Sarnıcı, tarihi Bizans dönemine ait bir yapı olduğu için, İstanbul'un tarihine ilişkin birçok bilgi vermektedir. Ayrıca, sarnıcın mimari yapısı da oldukça etkileyicidir ve turistlerin ilgisini çekmektedir.
Sarnıç, ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunar. Yerebatan Sarnıcı'nın içinde yürümek, sütunların arasında dolaşmak ve su sesini dinlemek oldukça etkileyicidir. Ayrıca, sarnıcın aydınlatması da oldukça özenli bir şekilde yapılmıştır ve ziyaretçilerin keyifli bir gezi yapmalarını sağlar.
Sarnıcın içinde bulunan su, günümüzde temizlenerek içme suyu olarak kullanılmamaktadır. Ancak, sarnıcın içinde bulunan suyun rengi ve şeffaflığı, sarnıcın su tutma teknolojisi ve filtreleme sistemine duyulan hayranlığı artırmaktadır. Sarnıcın su seviyesi, zaman zaman farklılık gösterebilmektedir ve sarnıcın içinde yürümek, suyun ayaklarınıza temas etmesiyle daha da etkileyici hale gelmektedir.
Yerebatan Sarnıcı'nın turistik ziyaretleri için özel bir giriş ücreti alınmaktadır. Sarnıcın içinde ziyaretçilerin yürüyebileceği bir yürüyüş yolu ve ahşap bir platform bulunmaktadır. Platform, sarnıcın belirli noktalarında ziyaretçilerin durarak sarnıcın mimarisini daha detaylı görebilecekleri bir görüş açısı sağlamaktadır.
Sarnıcın içinde bulunan sütunlar, her biri farklı bir mimari özelliğe sahip olan sütunlar olduğu için, ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Bazı sütunlar yuvarlak, bazıları kare, bazıları ise piramit şeklinde tasarlanmıştır. Sarnıcın içinde ayrıca, sarnıçta bulunan ve suyu tutmak için kullanılan iki adet sıra halinde toplamda 28 adet niş, heykeller ve süslemeler de yer almaktadır.
Yerebatan Sarnıcı'nın tarihi ve kültürel önemi, turistlerin yanı sıra, sanatçıların da ilgisini çekmektedir. Sarnıç, birçok film ve reklam filminin çekildiği bir mekan olarak da kullanılmaktadır. Özellikle aydınlatma ve suyun yansıması, film ve fotoğraf çekimlerinde özel bir atmosfer yaratmaktadır.
Sonuç olarak, Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un en önemli tarihi ve kültürel miraslarından biridir. Bizans döneminde şehrin su ihtiyacını karşılamak için inşa edilmiş olan sarnıç, Osmanlı döneminde de kullanılmıştır. Günümüzde ise turistik ziyaretlerin yanı sıra, film ve reklam çekimleri için de kullanılan sarnıç, İstanbul'un tarihi ve mimari yapısına ilişkin birçok bilgi vermektedir. Yerebatan Sarnıcı'nı ziyaret edenler, sarnıcın etkileyici mimari yapısını ve suyun ayaklarının altındaki keyifli deneyimini yaşayarak, İstanbul'un tarihine yakından tanıklık etmektedirler.
Cevap Yaz